Apartman ve Site Yönetimlerinin Vergilendirilmesinde Bitmeyen Sorunlar: Danıştay Kararları Ne Anlama Geliyor?
“Tarih tekerrürden ibarettir” misali Danıştay VDDK 2024 yılı Eylül ayı içinde benzer kararlara imza attı ve apartman ve site yönetimlerinin muhtasar beyanname vermek zorunda olmadığını ifade ederek rengini açıkça bir kez daha ortaya koydu. Söz konusu içtihatların değerlendirmesine geçmeden evvel merak edenler için VDDK tarafından verilen 11.09.2024 tarihli dört adet kararın künyesine yazının sonunda yer verdiğimi ifade etmek isterim.
Bu çerçevede;
• Danıştay’ın 2024 kararları ne diyor?
• Bu kararlar ne anlama geliyor?
gibi sorulara beraberce yanıt bulmaya çalışalım.
Dava konusu olaylarda özetle;
• Yönetimler adına cezalı vergi tarhiyatları yapılmış ve tarhiyatlar takdir komisyonu kararlarına göre gerçekleştirilmiş.
• Olaylar vergi mahkemesinde dava edilerek yargı aşamasına taşınmış.
• Vergi mahkemeleri takdir komisyonu kararlarını yeterli görmediği için vergi idaresinin işlemlerini iptal etmiş.
• Vergi İdaresi davaları istinaf aşamasına götürmüş.
İstinaf aşamasında Bölge İdare Mahkemesi tarafından daha farklı bir nedenle karar verilmiş ve takdir komisyonu kararından önce apartman ve site yönetimlerinin muhtasar beyanname vermesine gerek olmadığı sonucuna ulaşılmış.
İstinaf aşamasında “Site yönetimlerinin, Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinin birinci fıkrasında tevkifat yapmakla yükümlü kişi ve kurumlar arasında sayılmaması, bu yönetimlerin "sair kurumlar" kapsamında da değerlendirilemeyecek olması karşısında davacı site yönetiminin vergi tevkifatı yapma yükümlülüğünün bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Bu durumda, dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.” gerekçesiyle yapılan işlemin doğru olmadığı yönünde içtihat oluşturulmuştur.
Daha açık ifadeyle Bölge İdare Mahkemesi, “yönetimlerin zaten vergi kesintisi yapmasına gerek yok ki takdir komisyonuna sevk edilsin”, anlayışı ile olaya önce yükümlülük açısından bakmıştır. Dolayısıyla muhtasar beyanname verip vermeyeceği tartışmalı olan yönetimlerin, defter, kayıt ve belgelerinin takdir komisyonuna sevk edilmesine de gerek olmadığını ifade etmiştir.
Yukarıdaki sürecin sonunda hikâye bitmiyor.
• İstinaf mahkemesinin kararı sonrası dava bir üst aşamada Danıştay’da temyiz ediliyor. Danıştay 4. Dairesi, istinaf mahkemesi kararını iptal ediyor ve olaya farklı bir boyut getiriyor. Detayları aşağıda yazdım.
• Daha sonra dosya istinaf mahkemesi önüne geri geliyor.
• İstinaf mahkemesi kendi aldığı kararda “ısrar” edince, dava üst merci olan Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu (VDDK) önüne kadar geliyor. Son aşamada VDDK, istinaf mahkemesi kararını onayarak alınan kararın yerinde olduğu sonucuna varıyor.
Böylece apartman ve site yönetimlerinin muhtasar beyanname vermesine gerek olmadığı neticesinin doğru olduğunu vurguluyor.
Danıştay 4. Dairesi apartman ve site yönetimleri tarafından çalıştırılan personel için vergilendirme işleminin bir sonraki aşamasına geçiyor ve hangi personelin ücretinin vergiden istisna olması gerektiğini tespit eden dikkat çekici yorum yapıyor.
İlgili daire kararında “193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinin birinci fıkrası ile 23. maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin birlikte değerlendirilmesinden, hizmet erbabına ödenen ücretlerin tevkifata tabi olduğu, ancak anılan Kanun'un 23. maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde sayılanlara ödenen ücretlerin gelir vergisinden istisna olduğu, bunların da özel fertler tarafından evlerde, bahçelerde, meskenlerde ve ticaret mahalli sayılmayan sair yerlerde orta hizmetçiliği, kapıcılık vb. özel hizmetlerde çalıştırılanları kapsadığı, bunlar dışında hizmet akdiyle emeği karşılığında kendine ücret ödenen temizlik elemanı, tesisatçı, güvenlik elemanı olarak hizmet gördürülenlerin anılan bentte belirtilen hizmetçi kapsamında değerlendirilmeyeceği” sonucuna varılıyor.
Dolayısıyla GVK’nın 23. maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde sayılanlar dışındaki site ve apartman çalışanlarına ücret adı altında yapılan ödemelerden GVK’nın 94. maddesi uyarınca tevkifat yapılması gerektiği neticesine varıyor.
Toparlamak gerekirse Danıştay 4. Dairesi kararı verirken bahçıvan, kapıcı vb. çalışanlar dışında “hizmet akdiyle emeği karşılığında kendine ücret ödenenler” in gelir vergisi istisnası kapsamına girmediği sonucuna ulaşmıştır. Bu durumda temizlik elemanı, tesisatçı, güvenlik elemanının ücretinden vergi kesilmesi gerektiği yönünde karar vermiş ve istinaf mahkemesi kararını bozmuştur.
Ancak bu karara katılmak mümkün değildir. Zira kapıcı da dahil olmak üzere tüm personel bir hizmet akdine göre çalışmaktadır.
Site Yönetimleri Gelir Vergisi Kesintisi Yapmak Zorunda Değil
Neticede Danıştay 4. Dairesi tarafından verilen bu kararın herkes açısından bağlayıcılığı yoktur. Ancak emsal olması ve ilgili mahkemenin bakış açısının öğrenilmesi bakımından dikkat edilmesi gereken bir karardır. Zira bu karar, yıllardır ifade etmeye çalıştığımız üzere, apartman ve sitelerde çalışan personeller arasında hangi personelin ücretinin vergiden istisna edilmesi gerektiği konusunun belirsizliğini sürdürdüğünü ve yoruma açık olmaya devam ettiğini göstermesi açısından mühimdir.
Son olarak yazımı bir başka ifadeyle ve soruyla tamamlıyorum.
Bir an için muhtasar beyanname verenler arasına apartman ve site yönetimlerinin dahil edildiğini ve bunun ilgili kanuni düzenlemeler yapıldığını düşünelim. Bu durumda Danıştay 4. Dairesi’nin yaklaşımı da dikkate alındığında;
Kapıcı Dışında Hangi Personelin Aldığı Ücret Gelir Vergisinden İstisnadır? Bu Ayrımı Siz Olsanız Nasıl Yapardınız?
Sorumun yanıtlarını bana akademi@apsiyon.com adresinden ulaştırabilirsiniz.
Apartman ve Site Yönetiminde Muhtasar Beyanname Nasıl Verilir?
Danıştay 4. Dairesi, T.24.02.2022, E.2018/6205, K.2022/1102; T.24.02.2022, E.2018/6495, K.2022/1103; T.24.02.2022, E.2019/132, K.2022/1104; T.15.06.2023, E.2020/3330, K.2023/3941 sayılı kararları.
Danıştay VDDK, T.11.09.2024, E.2022/1576, K.2024/789; T.11.09.2024, E.2022/1609, K.2024/790; T.11.09.2024, E.2024/259, K.2024/788; T.11.09.2024, E.2022/1565, K.2024/526; sayılı kararları.
Apsiyon Akademi olarak hocamızın yukarıdaki yazısı çerçevesinde şunu ifade etmek isteriz ki.
Danıştay 4. Dairesi ile Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun (VDDK) farklı yorumları, Türkiye’de apartman ve site yönetimlerinin vergilendirilmesinin halen gri bir alan olduğunu göstermektedir.
“Kapıcı dışında hangi personelin ücreti istisna kapsamındadır?” sorusu bugün hâlâ net bir cevaba sahip değildir.
Danıştay VDDK 2024 Eylül tarihli kararları ile “Site Yönetimleri Stopajdan Sorumlu Değildir” ve
“Gelir Vergisi Kanunu 94. maddesi, apartman ve site yönetimlerini vergi kesintisi yapmakla yükümlü kişiler arasında saymamaktadır.
Bu nedenle:
• Site yönetimleri muhtasar beyanname vermek zorunda değildir.
• “Sair kurum” olarak değerlendirilemezler.
• Vergi idaresinin site yönetimlerine uyguladığı cezalı tarhiyatlar hukuka uygun değildir.”
derken,
Danıştay 4. Dairesi farklı düşünmekte, konuyu karışık hale getiren “Hizmetçi İstisnasının Dar Olarak Yorumlanmalı” görüşünü savunmaktadır. Bu daireye göre:
• Kapıcı, bahçıvan ve “özel hizmetçi” konumunda olan çalışanların ücreti vergiden istisna olabilir.
• Ancak güvenlik görevlisi, temizlik görevlisi, tesisatçı gibi çalışanlar bu istisnaya dahil değildir.
• Dolayısıyla bu çalışanlara yapılan ödemelerden stopaj yapılmalıdır.
Bu görüş uygulamada site yönetimlerini ikiye bölmektedir:
• Aynı sitede çalışan kapıcı vergiden muafken,
• Aynı sitede çalışan güvenlik görevlisi gelir vergisi kesintisine tabi kabul edilmektedir.
Bu çelişki, düzenlemenin eksikliğini apaçık ortaya koymaktadır.
Gelir Vergisi Kanununda (GVK) 23 ve 94. maddeler arasındaki çatışmanın temel nedeni şudur:
• GVK 23/6: madde kapsamında kimlerin vergiden istisna olacağı belirsizlik yaratmaktadır.
• GVK 94: Stopaj yapacak kurumlar arasında apartman ve site yönetimleri yoktur.
Bu iki hükmün birlikte yorumlanamaması, her mahkemenin farklı karar vermesine yol açmaktadır.
Bu nedenle vergi mevzuatının apartman ve site yönetimlerine özel olarak güncellenmesi zorunlu hale gelmiştir.
Aksi halde muhtasar beyanname site ve apartmanlarda uygulama açısından standart olmayacak, apartman muhasebe yükümlülükleri de tam olarak gerçekleştirilemeyecektir.